II. UÇAK HAVACILIK VE UZAY MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI
SONUÇ BİLDİRGESİ
TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına Eskişehir Şube yürütücülüğünde II. Ulusal Uçak Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı 10 Mayıs 2003 tarihinde Eskişehir‘de Osmangazi Üniversitesinde meslektaşlarımız, öğrencilerimiz ve ilgili kurum kuruluşlardan temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Etkinlik sırasında gerçekleştirilen 3 oturumda sunulan 16 bildiri ve etkinlik sonunda düzenlenen "Uçak Havacılık ve Uzay mühendislerinin Mesleki Kimlikleri ve Sorunları"konulu panelde sektörün sorunları tartışılmış ve çözüm önerileri ortaya konulmuştur.
Kurultayda tüm kesimler tarafından vurgulanan ortak nokta sorunların ülke sorunlarıyla iç içe olduğu ve bu sorunların ana kaynağının ülkenin kararlılıkla uygulanan bir bilim, teknoloji ve sanayi politikası olmayışı, öngörü çalışmaları ve planlama yapılmayışı ve koordinasyonsuz çalışmalar olduğudur.
Bu durum, özetle, aslında uzun vadede sonuç alınabilecek AR-GE çalışmaları ve projelerden çabuk vazgeçilmesine; kurum ve kuruluşların yaptıklarını ortaklaştıramamasına; yasal düzenleme ve mevzuatın oluşturulmamasına; önemli bir istihdam kaynağı da sağlayabilecek sivil havacılığın yeterince desteklenmemesine; önleyici ve periyodik bakımların yapılmamasına; eğitimin ülke gereksinimlerine göre düzenlenememesine; teknolojinin transfer düzeyinde kalmasına; dışalımlara yönelinmesine ve son noktada da Uçak Havacılık ve Uzay Mühendislerinin meslekleriyle ilgili çalışma alanlarının daralmasına, pek çok alanda gelişmenin ve güvenliğin sağlanamamasına neden olmaktadır.
Bu kurultayda sunulan bildiriler yapılan tartışmalar ve panel sonucunda kamuoyuna duyurulmak üzere aşağıdaki tespit ve öneriler yapılmıştır.
1. Oldukça yüksek bir bütçe gerektiren havacılık ve uzay alanında, ülkemizde politika oluşturulmasına ve bu politikalara uygun faaliyetlerin, merkezi olarak planlanması ve düzenlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, yurtiçi üretim kapasitesini geliştiren, ülke kaynaklarını etkin ve verimli kullanan, teknoloji geliştirme yeteneğini artırarak dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen politika ve uygulamalar hayata geçirilmelidir.
2. Türkiye‘nin uzay teknolojisinde gelişme sağlaması için insan kaynağı yetiştirilmesi; üniversitelerin, araştırma kurumlarının bu alanda desteklenmesi; çalışmaların tek bir kurumda sınırlı ve kapalı kalmaması gerekmektedir. Bu alanda hali hazırda teknolojinin durumu ve ülkemizde uygulanma olanağı bulunan alanlar saptanmalıdır. Kurultayımızda sunulan bir bildiride de örneklendiği gibi uzay çalışmaları için mikro uydu alanında çeşitli olanaklar olduğu görülmektedir.
3. Hava yolu işletmecilerinin ülke içi bölgesel taşımacılığa yönelmesi ve bu alanda faaliyet gösteren firmaların sayılarının çoğalması, gerek ülke içi ticaretin hızlanmasına gerek de ülke içi bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacaktır. Ayrıca yurtiçinde çok sayıda şehirde bulunan hava alanlarının atıl durumda kalması önlenecek ve buralarda yapılacak hat bakımları ile havacılığın gelişeceği değerlendirilmektedir. Önleyici bakım yönetim perspektifindeki mühendislik yapılanması, verimlilik ve güvenlik açısından önemli katkılar oluşturmaktadır. Oysa, 80‘li yıllardan sonra ortaya çıkan özel hava yollarında mühendislik bölümleri dokümantasyon ağırlıklı çalışmakta, bakım programlarının hazırlanması ve geliştirilmesi, bakım planlama ve kontrol, üretici firma, modifikasyon ve kontrol mühendislik evreleri, uçuşa elverişlilik direktifleri, zorunlu havacılık direktifleri takibi, bakım kaydı gibi işlevlerini yerine getirmektedirler. Ancak, uçuş güvenliği bakımından önleyici bakım yönetimi yöntemlerinin uygulanması ve giderek geliştirilmesi şarttır. Ayrıca bu şirketlerdeki mühendislerin rutin işlerin yanısıra, mesleki potansiyellerini harekete geçirecek ve katma değer sağlayacak çalışmalara yönlendirilmeleri gerekmektedir.
4. Türk Hava Kurumunun sivil havacılığı geliştirme amaçlı faaliyetleri daha fazla desteklenmeli, faaliyetlerinin geniş kitlelere tanıtılması sağlanmalıdır. Sportif havacılıkta kullanılan teçhizat ve araçlar çoğunlukla yurtdışından temin edilmektedir. Ayrıca bu malzemelerin periyodik bakımı ve bakımların kontrolü belli bir standartta yapılmamaktadır. Bu nedenle sportif havacılığın faaliyet alanlarının genişletilmesi, sportif havacılık teçhizatlarının ve araçlarının bakım ve kontrolünün belli periyotlarda yapılmasının kurumsallaşması havacılık sanayiine katkı sağlayacaktır. Bu alandaki gelişmelerin sektörü canlandıracağı bir çok alanda da istihdam olanakları yaratacağı şüphesizdir.
5. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SGHM) bir sertifikasyon otoritesi olarak özerk bir kurum haline getirilmeli, uzun zamandır bekleyen mevzuat bir an önce çıkartılmalıdır. SHGM‘nin Avrupa Havacılık Otoriteleri Birliği (JAA) gereklerince işleyen, güçlü, yeterli mühendislik altyapısına sahip bir kurum haline getirilmesi ve ilgili kanunların en kısa zamanda çıkartılması havacılık sanayiine önemli katkılar sağlayacaktır. Örneğin, tarımsal havacılıkta meydana gelen, bakım ve onarım eksikliğinden kaynaklanan mekanik arızalar, uçak limitlerinin aşılması, pistlerin standart dışı olması vb. sorunlardan kaynaklanan kazaların minimum düzeye indirilmesi için de SHGM‘nin işlevini eksiksiz olarak yerine getirilebilmesi ön şarttır.
6. Askeri tedarik projelerinde temel görev havacılık sanayiinin gelişmesi için çalışmalarda bulunmak, ülkemiz çıkarlarını yeterince desteklemeyen projelerin sayısının azaltılmasını sağlamak, hazır alım yerine mümkün olduğu kadar ortak üretim, ortak geliştirme yöntemlerini desteklemektir. Bu yöndeki çalışmalardan hiçbir şekilde vazgeçilmemesi bu iradenin devam etmesi, yapılan çalışmalarda desteğin kesinlikle çekilmemesi sağlanmalıdır. Ayrıca ülkemiz kaynaklarının, ister askeri ister sivil olsun, verimli kullanılması bakımından, kurumlar arasında eşgüdüm sağlanmalıdır. Değişik kurumların benzer alanlarda faaliyet göstermeleri sonucu atıl yatırım oluşması engellenmelidir.
7. Üniversitelerin eğitim, araştırma gibi çeşitli işlevlerini yerine getirmesi sırasında havacılık sanayiinin olduğu gibi hava yolu taşımacılığının ve son kullanıcının gereksinimleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu amaçla, üniversite ve sanayi arasında bilgi ve beceri paylaşımı artırılmalıdır. Kullanıcı, üretici ve araştırmacı kurumlar bir bütün olarak ve eş zamanlı biçimde hareket edebilmelidirler.
8. Öğrencilerin ders kitabı problemlerinin yanı sıra gerçek mühendislik problemleri ile de tanışmaları ve bunları çözebilme becerisi kazanabilmeleri için kendilerine laboratuar çalışmaları, stajlar, yarışmalar, projeler gibi uygulamalı çalışma olanaklarının tanınması önemlidir. Bu tür çalışmalar özenle planlanmalı nicelik ve nitelik bakımından yeterli standarda ulaştırılmalıdır. Kurultayda sunulan ilginç bildirilerden birinde Rusya‘da uçak mühendisliği eğitimi gündeme gelmiş ve bu ülkedeki eğitimde öğrencilere tanınan yoğun laboratuar ve pratik yapma olanakları dikkat çekmiştir. Bu gibi olanakların ülkemizdeki öğrencilere de tanınması havacılığımızın gelişmesine katkıda bulunacaktır.
9. Ülkemizde emekleme çağında olan havacılık sektörünün gelişmesi için "uzun dönemli çalışma", "iyi yetişmiş ve deneyimli çalışan", "istihdamda kararlılık" gibi unsurlara önem veren istihdam politikaları yaşama geçirilmeli, sektör çalışanlarının sık sık iş değiştirmelerinin önüne geçilmeli ve çalışma koşulları iyileştirilmelidir.