IV. TIBBİ CİHAZLAR İMALATI SANAYİ KONGRE VE SERGİSİ
TİSKON 2011 SONUÇ BİLDİRGESİ
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen “Ulusal Tıbbi Cihazlar İmalat Sanayi Kongresi ve Sergisi”nin dördüncüsü 23–24 Eylül 2011 tarihleri arasında MMO adına Samsun Şubesi sekretaryalığında Canik Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir.
27 kurum ve kuruluş tarafından desteklenen kongrede, "Türkiye‘de ve Dünyada Tıbbi Cihaz Sektöründe Kümelenme Çalışmaları", "Tıbbi Cihaz Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri", "Tıbbi Cihaz Sektöründe Kümelenme Politikaları", "Tıbbi Cihaz Sektöründe Devlet Destekleri" gibi konuları da içeren 8 oturumda 34 bildiri sunulmuş, kongre akışına paralel olarak "Cerrahi El Aletlerinin Bakımı ve Sterilizasyonu", "Medikal Gaz Tesisatı ve Uygulamaları", "Sağlık Sektöründe Tıbbi Cihazların Kalibrasyonu ve Doğrulama Uygulamaları" ve "Tıbbi Cihazlarda Piyasa Gözetimi ve Denetimi" konularında seminerler düzenlenmiştir.
Kongreye 90‘ı kayıtlı delege olmak üzere, 850‘ye yakın mühendis, teknik eleman, doktor, hemşire, sağlık memuru, hastane müdürü, öğretim elemanları, üniversite öğrencileri ve sektör temsilcileri ile yurt dışından tıbbi cihaz ve yedek parça üretici ve satıcılığını yapan kuruluşlar katılmıştır.
Kongre kapsamında düzenlenen sergiye, sektörde ürün ve hizmet üreten 30 kurum/kuruluş ve firma katılmış ve 1.500 kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Günümüzde dünyada yaşanmakta olan küreselleşme süreciyle beraber ulus devletlerin sanayi ve ekonomileri zayıflatılmakta, çok uluslu firmaların egemen olduğu bir yapı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Süreç içerisinde gelişen ve gittikçe de derinleşmekte olan küresel ekonomik kriz dünyadaki tüm ülkeleri olduğu gibi ülkemizi de etkilemekte, var olan yapısal sorunlar ile iç içe geçmektedir.
Ülkemizde son 31 yıllık serbestleştirme sürecinde; ulusal imalat sanayine uygulanmakta olan destekler büyük ölçüde kaldırılmış, KİT yatırımları durdurulmuş ve büyük ölçekli sanayi kuruluşları özelleştirilmiş, sabit sermaye yatırımlarında gerileme yaşanmış, gümrük birliği hedefleri doğrultusunda tüm sektörlerde korumacılık asgariye indirilmiş, sanayimiz eşit olmayan koşullarda küresel rekabete açılmıştır. Bu süreçte öz kaynaklardan çok ithal kaynaklar girdi olarak kullanılmış, küresel güçlerin dayattığı iş bölümü ile fason üretim ve taşeronlaşma egemen kılınmış, kaynak tahsisinin iç ve dış piyasalar yoluyla sağlandığı bir sanayi modeline geçilmiştir.
Yaşamda sağlığın, ülkelerin gelişmişliğinin, uygarlık düzeyinin ve ülke insanına verilen değerin de önemli bir göstergesi olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda bu durumun, ülkemizde sağlık alanında dolayısıyla Tıbbi Cihazlar İmalat Sanayinde de sıkıntılar yaşanmasına neden olduğu ortadadır.
2009 yılında sağlık harcamalarının dünya genelinde GSYİH‘ye (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) oranı % 10,1‘dir. Ülkemizde ise sağlığa ayrılan pay dünya oranından bir hayli düşük olup 2010 genel bütçesinde % 4,5 civarındadır. OECD 2008 Sağlık Sistemi İncelemeleri Raporuna göre Türkiye, OECD ülkeleri içinde sağlığa GSYİH‘den en az pay ayıran ülke konumundadır.
Dünya genelinde imalat sektöründe yıllık işletme gelirlerinin % 7,5-8‘i Ar-Ge‘ye ayrılırken Türkiye‘de bu oran hala % 0.75 civarındadır. Bu nedenle uluslararası tekeller bizim gibi ülkelerdeki pazar ve rekabet koşullarını yönlendirebilmekte, firmaları ele geçirebilmekte, rekabet olgusu güçlüler lehine işlemektedir.
Türkiye, dünya tıbbi cihaz pazarında en büyük 30 pazarın arasında yer almaktadır. 2010 yılında ülkemizde tıbbi cihaz, ekipman ve sarf malzeme pazarı 2,1 milyar dolardır. Sektörün ithalata bağımlılık oranı hala % 85 düzeyindedir. Katma değer zinciri içinde önemli bir pay yurtdışında kalmaktadır. Yerli üretimde genel olarak katma değeri düşük ürünler imal edilmektedir. Sektörün 2010 yılı katma değeri 246 milyon TL, ithalatı 2,1 milyar dolar, ihracatı ise 189 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı % 9‘dur. Sektör, ithalatta ülkeye daha ileri teknoloji ürünleri getirmekte, ihracatında daha az katma değerli ürünler satmaktadır. Görüldüğü gibi sektör dışa bağımlı bir yapıdadır. Serbest ithalat rejimine bağlı olarak kaliteli-kalitesiz birçok marka ürün ülkemize ithal edilmekte ve milyarlarca döviz ödenmektedir.
Bu sorunlardan çıkış için yatırımlar artırılmalı, ithalat politikaları gözden geçirilmeli, öz kaynak ve birikimlerimize, bilim ve teknoloji politikalarına dayalı olarak yerli yatırımcı özendirilmeli ve korunmalı, katma değeri yüksek ileri teknoloji alanlarında yapılacak yatırımlar desteklenmeli, devletin ekonomideki yönlendiriciliği artırılmalıdır. Sanayinin fason yapısı değiştirilmeli, yeniden yerli girdi oranını artıran kredi mekanizmasını KOBİ‘lere yönelik olarak yaygınlaştıran, istihdamı ön plana çıkaran, eksenine insanların mutluluk ve refahını, sosyal devlet anlayışını oturtan, üretim yatırım boyutu olan, bölgelere göre kapsamlı kalkınma planı geliştiren bir strateji yürürlüğe konulmalıdır.
İki gün boyunca sektör bileşenleri arasındaki paylaşma ve dayanışma zeminlerinin geliştirildiği, sosyal, kültürel etkinliklerle de renklendirilen kongre sonucunda aşağıdaki hususların kamuoyuna sunulması karar altına alınmıştır.
ÖNERİLER
•· Temel sorun, ülkemizin sektöre ilişkin politikalarının olmayışıdır. Bu eksiklikten hareketle, sektörle ilgili tüm kesimlerin (kamu, sanayi, üniversite, meslek odaları vb.) katılımıyla ulusal plan, politika ve stratejiler oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir.
•· Sağlık hizmetlerinde ve tıbbi cihaz kullanımında, toplumun geneli için eşit, ulaşılabilir ve parasız sağlık hizmetinin gerçekleşmesini sağlayacak teknolojilerin geliştirilmesine yönelik bir planlama ve sağlık politikaları oluşturulmalıdır.
•· Son yıllarda sağlık alanında mühendisliğin rolünü geliştirici adımlar atılmasına karşın bu acil ihtiyacı karşılayacak bir planlamanın gerçekleşmediği görülmektedir. Bu doğrultuda sağlık kuruluşları ve karar alıcılar tutarlı, devamlı ve yeniliklere açık bir anlayışla sağlık teknolojileri politikaları geliştirmeli, bu politikalar sağlık teknolojileri ve tıbbi cihaz kullanımına yönelik araştırma-geliştirme, düzenleme-uygulama, bakım-onarım faaliyetleri gibi birçok alt basamağı kapsamalıdır.
•· Sağlık kuruluşlarının doğru planlama yapabilmesini sağlamak açısından en önemli konu olan hastanelerde biyomedikal mühendislerini ve tıbbi bilişimcilerin çalıştırılması ve klinik mühendisliği birimlerinin kurulması özendirilmelidir.
•· Tıbbi cihaz ürünlerinin başlıca alıcısı konumunda bulunan kamuya ait teşhis ve tedavi merkezlerinin ihtiyaç ve satın alma bölümlerinde, konularında ilgili meslek odaları tarafından eğitilerek belgelendirilmiş Makina, Elektrik-Elektronik, Kimya, Biyomedikal ve ilgili mühendislik disiplinlerinin istihdamına yönelik yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalı, gerçekleştirilecek olan tıbbi cihaz ve sarf malzemeleri alımlarında yetkilendirilmelerini sağlayacak yasal düzenleme biran önce hayata geçirilmelidir.
•· Kalitesiz tıbbi cihaz ve malzeme ithalatını engellemek için tedbirler alınmalı, satıcılara satmış oldukları ürünlerle ilgili satış sonrası hizmet sorumlulukları getirilmelidir.
•· Ülkemizde ihtiyaç duyulan, ancak yerli üreticilerimiz tarafından üretilmeyen tıbbi cihaz ve malzemelerin envanterlerinin çıkarılarak oluşturulacak strateji ve politikalar doğrultusunda yerli üreticilerin desteklenmesi sağlanmalı, tıbbi cihaz ve malzemelerde dışa bağımlılık azaltılmalıdır.
•· Ülkemizin önemli ithalat kalemlerinden birini oluşturan tıbbi cihazlar ve sarf malzemeleri sektöründe dışa bağımlılığı azaltmayı hedefleyen, ülkenin ve sektörün ihtiyaçlarını gözeten bir sanayi politikası oluşturulmalıdır. Karar alıcılardan sektör, tıp ve mühendislik meslek disiplinlerine uzanan geniş bir yelpazeyi kapsayan katılım ile etkin bir planlama yapılarak uygulamaya geçilmelidir.
•· Kamunun, tıbbi cihaz ve sarf malzeme alımlarında yerli üretimin gelişimini destekleyici stratejiler doğrultusunda alımlar gerçekleştirerek yerli ürüne öncelik vermesi sağlanmalı, yüksek teknoloji içeren tıbbi cihazlar alımında yerli sanayi katkı oranını artırıcı hedefler belirleyerek sektörde off-set uygulamalarına bir an önce geçilmelidir.
•· Sektörde tasarım, ürün geliştirme ve Ar-Ge çalışmalarının ideal seviyelere getirilebilmesi için; imalatçı kuruluşlar ile bilim insanlarının ve üretilen ürünleri kullanıcı konumunda bulunan Diş, Tıp ve Veteriner Hekimlerinin bir araya gelebilmelerine olanak sağlayacak yapıların kurulabilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
•· Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan kamu alımlarında da başvuru kaynağı olarak kullanılmak üzere tıbbi cihaz teknik şartname veri bankasının kurularak ihalelerde uygulama birliği sağlanmalıdır.
•· Sektörde hammadde alımlarında %18 oranında KDV, mamul madde çıkışlarında ise % 8 oranında KDV uygulanmaktadır. % 10 oranındaki KDV yükü işletmelerde kalmaktadır. Bu sorunun çözümü için yasal düzenleme yapılmalıdır.
•· Ülkemizde tıbbi cihaz ve malzemelerinin üretiminde kümelenmenin bulunduğu yörelerimizde üreticilerin ihtisas organize sanayi bölgeleri çatısı altında sinerjik kümelenmeleri sağlanmalı, bölgesel ve sektörel teşvik uygulamasında sektöre uygulanmakta olan çok yüksek miktardaki asgari yatırım tutarı, sektör gerçeği dikkate alınarak makul seviyelere çekilmelidir.
•· Sektörde ihtiyaç duyulan her düzeyde yetişmiş nitelikli ara teknik eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik, ilgili meslek odaları, üniversiteler, sektörel kuruluşlar ve Mili Eğitim Bakanlığı işbirliği ile müfredat programları hazırlanmalı, meslek liselerinden başlayarak uygulamaya koyulmalıdır.
•· Sağlık kuruluşlarında teknoloji yönetiminin ve periyodik kontrollerin uygulanıp uygulanmadığı çeşitli akreditasyon programları aracılığıyla izlenmelidir.
•· Standartları belirlenmiş üretim ve sağlık hizmetleri ağı oluşturulmalıdır. Bu çerçevede hastanelerin hijyenik iklimlendirme ve havalandırma tesisatları ile ilgili standart ve yönetmelikler ivedilikle gündeme alınıp yayımlanmalı, standart ve mevzuat hazırlıkları TMMOB, MMO ve Türk Tabipleri Birliği‘nin bilgi ve deneyimlerinden yararlanılarak yürütülmelidir.
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI