ÖĞRENCİ ÜYE KURULTAYI 1999
ÖĞRENCİ ÜYE KURULTAYI 1999 - SONUÇ BİLDİRGESİ
Eğitim kişinin zihinsel, bedensel, duygusal ve toplumsal yeteneklerinin, davranışlarının istenilen doğrultuda geliştirilmesi ya da ona bir takım amaçlara dönük yeni yetenekler, davranışlar ve bilgilerin kazandırılması yolundaki çalışmaların tümüdür. Bu nedenlerle eğitim, bir ülkenin geleceğinin temel taşlarının en önemlisidir. Gelişmekte olan ülkeler için temel sorun, eğitimde kendi ulusal norm ve standartlarını yaratabilmektir. Eğitim bir bütün olarak insan ve insanla birlikte toplumun gelişimi çerçevesinde tanımlandığında anlamlı olabilir.
Yeni Dünya Düzeninin ekonomide yarattığı problemleri aşabilmek için, devlet her geçen gün kendine yük olarak gördüğü sosyal kazanımları geri almaya çalışmakta, ekonomide olduğu gibi eğitimde de giderek daha fazla özelleştirmeye gitmektedir. Ticari bir meta haline dönüşmeye başlayan eğitim, giderek sadece varlıklı sınıfların yararlanabileceği bir hale gelmektedir. Devletin temel görevlerinden biri olarak eğitimde yaşanan bu süreçte, diğer taraftan dinci siyasal güçlerin alternatif yapılar oluşturarak, bilimsel anlayışlardan yoksun, demokrasi karşıtı şeriatçı ve gerici faşist bir gençlik yaratılmasına da destek olunmuştur.
Eğitim ve öğretim hakkı dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin temel yurttaşlık hakkıdır. Bu temel hakkın kullanılması için eğitim alanı, laik, bilimsel ve demokratik düşünceler ışığında ülkenin ve halkın çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.
Üniversitelerimizin Özerk, Demokratik ve Bilimsel bir eğitimle donatılarak üniversite bileşenleri tarafından yönetilmesi sağlanmalıdır.
Üniversite ve mühendislik eğitiminin nasıl olması gerektiği konusu gelişmiş her ülkenin birinci gündeminde yer alırken ve buna ilişkin çözümler hızla yaşama geçirilirken, ülkemizde bu konu yeterince tartışılmamakta ya da tartışılması öğrenci ve öğretim elemanları disiplin yönetmeliği çerçevesinde engellenmektedir. Bu konu özelinde yapılan tartışmalar ise asıl sorun yerine üniversitelerin bizlerce de önemli olan ancak öncelik sırası daha geride olan sorunlarına doğru kaydırılmaya çalışılmakta ve hedef saptırılması yapılmaktadır.
Üniversitelerin özerkliği ve demokratikliği, üniversite bileşenlerinin (öğrenci, öğretim görevlileri, çalışan personelin ekonomik, demokratik ve özlük hakları) sorunları, üniversitelerin bilim ve teknolojiyi üreten ve bunu toplum yararına sunan bilim yuvaları olmaları konusu ile eğitimin özelleştirilmesi sorunu ülkemizin demokrasi sorunundan bağımsız değildir. Yine bu sorunlar ülkemiz bilim ve teknoloji politikaları ile direk ilgilidir.
Bizler mühendis tanımına uygun ve bir mühendiste bulunması gereken özellikleri bizlere kazandıracak, orta öğretimden başlayarak kendi yeteneklerimize ve ilgi alanlarımıza göre eğitildiğimiz, iyi yetişmiş öğretim elemanlarının bulunduğu, ülkemiz ve sanayimiz ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, üretime yönelik çağdaş ve bilimsel ders programlarının uygulandığı, bilgisayar programlama dillerine hakim, yabancı dil bilen, kendi meslek derslerimiz yanında sosyal ve felsefe alanında derslerin verildiği, çağdaş kütüphane ve laboratuar olanaklarının bulunduğu, stajların içeriklerine uygun olarak yapıldığı, modern anfi, salon ve sosyal tesislerin bulunduğu bir üniversitede mühendislik eğitimi yapmak istiyoruz.
İlköğretimden başlayarak ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin tüm öğrenciler, yetenekleri ve istekleri doğrultusunda ücretsiz öğrenim görme, üniversite çağına gelmiş her genç, yetenekleri ve istemleri doğrultusunda sınavsız, yükseköğrenime başlama, üniversiteye giren her öğrenci yaşama; kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına sahip olmalıdır. Hiçbir öğrenciye işkence ya da zalimce, insanlık dışı onur kırıcı davranış ya da ceza uygulanamaz, keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve okuldan atılamaz. Her üniversite öğrencisi; okulun tüm yönetim süreçlerinde söz-karar, seçme ve seçilme, üniversitede ulusal kimliğine, diline ve kültürüne sahip çıkma ve geliştirme hakkına sahiptir. Eğitim sistemi tüm cinsiyetçi etkilerden arındırılmalı, kadın öğrencilerin üzerindeki cinsiyetçi baskılara son verilmeli ve kadın öğrencilerin toplumsal ezilmişliklerinin ortadan kaldırılmasının her türlü zemini yaratılmalıdır. Üniversite öğrencilerinin, üniversitenin iyiden, güzelden, aydınlıktan yana ve halkın çıkarları doğrultusundaki varlığı ile çelişmeyen her türden örgütlenme kurması ve siyaset yapma; öğrencilerin her türden yazılı ve görüntülü yayın yapma ve üniversitenin tüm olanaklarını bu doğrultuda kullanma; Her üniversite öğrencisinin kendi üniversitesi dahil, tüm üniversite ve yüksekokullara girip çıkma, etkinliklerine katılma, bilimsel çalışma yapma ve bunu yaygınlaştırma, sanatsal üretimde bulunma ve bunları yaygınlaştırma, ücretsiz barınma, sağlıklı ve ücretsiz beslenme, ücretsiz ulaşım haklarına sahip olmalıdır. Tüm üniversite öğrencileri üniversiteye kaydoldukları andan itibaren, öğrenci sağlık sigortası hakkını kazanmalıdır. Üniversite öğrencileri militarist unsurlara karşı üniversiteyi savunma, karşılıksız ve yeterli miktarda kredi, üniversitenin sermaye tarafından sömürüsüne karşı her türlü önlemi alma, doğal çevrenin her türden tahribatına karşı önlem ve tavır alma, dünya yüzeyindeki tüm haksız savaşlara, insanın insan tarafından sömürülmesine ve insan hakları ihlallerine karşı insan haklarını koruma ve geliştirme haklarına sahip olmalıdır.
Tespitlerimiz ;
- Ülkemizde eğitim alanındaki çarpık planlama bireylerin kabiliyet ve yetileri doğrultusunda gelişmelerine, yaratıcı olmalarına engel ve üniversite kapılarında yüzbinlerce gencin yığılmasına neden olmaktadır.
- Üniversite giriş sınavları, eşit koşullarda yetişmemiş öğrencileri yarıştırmakta, dolayısıyla sınavı kimin kazanacağı önceden belli olmaktadır. Sonuç olarak sınavlar öğrencileri ve yetenekleri doğrultusunda bölümlere yerleştirmek yerine ya açıkta bırakıyor ya da istemedikleri, bilmedikleri bölümlere yerleştiriyor ve öğrencinin başarısız olması da söz konusu oluyor.
- Politik tercihler sonucu sayıları hızla artan alt yapısı oluşturulmamış üniversiteler açılmakta, yetersiz eğitim programları, öğretim görevlileri, laboratuar, kütüphane, araştırma olanaklarının eksikliğinden kaynaklanan eğitimde eşitlik ilkesinin ihlali sözkonusu olmaktadır.
- Eğitim programlarının hazırlanması sırasında öğrenciler, öğretim görevlileri söz sahibi olamıyorlar. Programlar üniversitelere göre merkezi idarenin denetiminde yapılmakta ve farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Eğitim sistemimiz bu programlarla, ağırlıklı teorik, halkın ihtiyaçlarından uzak olarak öğrenciyi ezberciliğe itmektedir.¥ Kaliteli ve yeterli sayıda öğretim elemanı sayısının azlığı eğitim kalitesini düşürmektedir. Ekonomik koşulların kötü olması öğretim elemanlarının ek işlerle uğraşmasına neden olmaktadır. Zaman problemlerinden de kaynaklanarak öğrenci öğretim görevlisi ilişkileri sağlıksız olmaktadır.
- Mühendislik öğrencileri ezberciliğe itilmek yerine araştırmacı bir eğitim verilmelidir. Bu amaçla kütüphaneler düzenlenmeli ve öğrencilerin kitap ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak bugün bir çok üniversitede kütüphaneler yetersiz olmakta ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.
- Uygulama eğitimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Teorik bilgiler laboratuar uygulamaları ile desteklenmelidir. Ancak üniversitelerimizin hemen hemen hepsinde laboratuar ya çok eksik ya da sadece adının varlığı olarak mevcuttur.
- Uygulamanın önemli parçalarından bir tanesi de stajlardır. Günümüzde öğrencilerimiz uygun koşullarda staj yerleri bulamamak
düşürülmektedir. Öğrenci sayısının fazlalığı pek çok üniversitelerde dersliklerin ihtiyaçları karşılamamasına neden olmaktadır. Mevcut üniversitelerimizde dersliklerde de bir çok eksiklikler bulunmaktadır.
- Yurtların öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıktır. Mevcut ihtiyaç karşılanmadığı gibi var olanlar koğuş sistemi ve kışla mantığıyla askeri disiplinlerle yönetilmektedir.
- Eğitim bir bütün olarak düşünülmelidir. Mühendislik eğitimi de öğrencinin teknik eğitimi yanında sosyal, kültürel eğitimi tamamlandığında anlamlı olmaktadır. Ancak üniversitelerimizde yönetim tarafından öğrencilerin belirli sosyal faaliyetlerin dışında faaliyetlerle ilgilenilmesi istenmemekte ve olanaklar sağlanmamaktadır.
- Üniversitelerimizde bilimsel araştırmalar için gerekli kaynaklar ayrılmamakta , bilimsel gelişmelerin önüne geçilerek gerici faşist eğitime zorlanmaktadır.
- Eğitimde planlama ile eş güdüm sağlanamadığından, eğitimin ve araştırmanın ülke sorunlarına bağlı olmaması ortaya çıkmaktadır. Kamu ile etkileşen bir eğitim sağlanamamaktadır.
- Sanayi ile ilişkiler kamuya hizmet edecek şekilde değil, sadece sermayenin ihtiyaçlarına göre yapılanmakta bilim piyasa ekonomisinin belirlediği amaca yönelik kullanılmaktadır. Dolayısıyla sanayici Ar - Ge faaliyetlerine yatırım yapmamakta, ihtiyaç duyduğunda üniversiteler satın almaktadır.
- Ülkemizde bilim gelişemediği, teknoloji genellikle transfer edildiği ve sanayileşme tam olarak sağlanamadığından özellikle teknik dallarda dışa bağımlı bilgiler verilmekte ve böylece teknoloji üretmek yerine teknoloji seçmek gündeme gelmektedir. Bunun da en belirgin yansıması eğitimin yabancı dille yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmasıdır. Çünkü bu koşullarda gelişmeleri izleyebilmek için bir ya da birkaç yabancı dil bilmek gerekmektedir.
- Teknoloji seçme, ithal etmek konumunda kalma bilim ve teknolojiyi engellediği gibi ana dilinde eğitim yapamamayı, ülke sorunlarına yönelik araştırma yapamamayı, eğitim sistem ve programlarının ithalini de gündeme getirmiştir. Dolayısıyla ülke koşullarına göre eğitimin ve öğretimin yapılamaması ve hatta ithal mühendisi de beraberinde getirmektedir. Örneğin ; ABD emperyalizminin ülkemizdeki eğitim projelerinin sayısı 20 den fazladır. Bütün bunlar, ülke koşullarına uygun çağdaş bilimsel bir eğitim programı ve toplum yararına üretim yapılamaması anlamına gelmektedir.
Taleplerimiz;
- YÖK ve gerici-faşist disiplin yönetmelikleri ve ırkçı-şoven, ezberci ve bireyci özellikler aşılayan ders müfredatları tüm yansımalarıyla kaldırılmalıdır.
- Tüm öğretim kurumlarında ve üniversitelerde eğitim-öğretim ve tüm sosyal haklar parasız olmalı; özel üniversitelerle, dersanelerle, bölgesel, ulusal, sınıfsal ve cinsiyete dayalı ayrımlarla derinleştirilmeye çalışılan fırsat eşitsizliği uygulamalarına son verilmelidir.
- Üniversitelerde söz ve karar hakkı üniversitelerin üç ana unsuru olan öğretim üyeleri, üniversite emekçileri ve öğrencilerde olmalıdır. Bu bileşenlerin örgütlenme haklarını kısıtlayan her türlü engel kaldırılmalıdır.
- Özgür düşünce ve yaratma ortamının oluşturulması için eğitimde, araştırma ve incelemelerde bilimsellik dışında hiçbir kaygının bulunmayacağı bir çalışma ortamı sağlanmalıdır.
- Üniversitelerin bütçeleri ve yönetimi üniversite unsurlarına ait olmalıdır. Eğitime bütçeden ayrılan pay artırılmalı, eğitim çalışanlarının yaşam koşullarında iyileştirmeler sağlayacak, bilimsel çalışma ve araştırma faaliyetlerini çekici kılacak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Topluma dönük eğitimin yerleştirilmesi doğrultusunda, sadece sanayiyle değil toplumsal yaşamla ve emekçi sınıflarla karşılıklı etkileşim sağlanmalıdır.
- Toplumun diğer kesimlerine yansımalarıyla birlikte MGK‘nın üniversitelere gönderdiği tüm emirnameler geçersiz sayılmalı, polis-jandarma ve özel güvenlik birimleri üniversiteleri terketmelidir.
- Yabancı dilde eğitime son verilmeli, yabancı dil öğreniminin daha uygun koşulları yaratılarak geliştirilmelidir.
- Eğitim için en iyi ortamların sağlanacağı beslenme, ulaşım, barınma ve sağlık koşulları parasız olarak düzenlenmelidir.
- İkili öğrenim ve yaz okulu gibi uygulamalar daha geniş kesimlerin yüksek öğrenim görmesini sağlayacak biçimde parasız olarak düzenlenmelidir
- Örgütlenme hakkını kısıtlayan her türlü engel ortadan kaldırılmalıdır.
- YÖK‘ün baskı ve yıldırma yöntemi olarak uyguladığı tüm soruşturmalar, okuldan atmalar ve sürgünler geri alınmalıdır.
- İsteyen her öğrenciye üniversitede öğrenim görme hakkı sağlanmalıdır.
- Tüm özel ve vakıf üniversiteleri kapatılmalıdır.
- Devam zorunluluğu yüzünden kalma ve atılma kaldırılmalıdır.
- YÖK ve disiplin yönetmeliği derhal kaldırılmalı, antidemokratik tüm uygulamalara son verilmelidir.
- Eğitim sistemi öğrencilerin yetenek ve becerilerini açığa çıkarıcı ve geliştirici bir biçimde düzenlenmelidir.
- Eğitim ve öğretim hakkı dil, din, ırk, cins farkı gözetmeksizin herkes için temel haktır. Bu nedenle eğitimin her kademesi hiçbir ayrıcalık gözetilmeden, devlet tarafından parasız sunulmalıdır.
- İstediğimiz eğitimin gerçekleşmesi için üniversiteler özerk ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır.
- YÖK ve onun çağdışı askeri disiplin yönetmelikleri kaldırılmalıdır.
- Mühendislik fakülteleri ve bölümleri toplumsal gereksinimlere göre gerekli alt yapısı hazırlanarak açılmalı, tamamen politik amaçlarla alt yapısı oluşturulmamış bölüm ve fakültelerin açılmasına son verilmelidir.
- Üniversitelerde bilimin üretilmesini sağlayacak koşullar yaratılmalı, bilimsel araştırmalara ve eğitimin niteliğinin geliştirilmesine yönelik çalışmalara gerekli mali kaynak ayrılmalıdır.
- Savaşa, vakıf okul ve üniversitelerine ayrılan paylar eğitime aktarılmalıdır.
- Eğitimde fırsat eşitsizliğine son verilmeli, paralı yaz okulları kaldırılmalı, üniversitelerin programları arasındaki farklar giderilmeli, öğrencilerin beslenme barınma ve sosyal gelişmesini de sağlayacak her türlü olanağı yaratacak parasız eğitim gerçekleştirilmelidir.
- Öğrencilerin üretime katılmalarını, kimin için ne üretildiğinin bilincinde, ürettiğine yabancılaşmayan insanlar olarak yetişmelerini sağlayacak eğitim programları oluşturulmalıdır.
- Öğrenciye teorik teknik bilgiler yanında uygulamalı ve sosyal gelişmeye yönelik bir eğitim verilmelidir.
- Mühendislik öğrencilerine toplumsal bilinç kazandırılarak, topluma hizmet ve kamu yararını gözetmeye yönelik eğitim sağlanmalıdır.
- Üniversitelerde eğitim sistemi ithalinden vazgeçilerek ülke koşullarına uygun, ülke sorunlarına yönelik, ana dilde eğitim yapılmalıdır.
- Bilim ve teknolojimizi üretene kadar zorunlu olduğundan öğrencilere ayrıca yabancı dil eğitimi sağlanmalıdır.
- Eğitimde sanayi ile ilişkiler kamuya hizmet edecek şekilde düzenlenmeli, sadece sermayenin ihtiyaçlarına yönelik eğitim yapılmasından vazgeçilmelidir.
- Eğitim programlarının oluşturulmasında konunun ilgili tarafları mutlaka yer almalıdır.
- Eğitim kadrolarının ekonomik sorunları insanca yaşayabilecekleri ve hak ettikleri seviyede çözülerek zamanlarını tamamen eğitime vermelerinin koşulları yaratılmalı, bilimsel yayınları izleme ve meslekte gelişmeye dönük kurslar devlet tarafından desteklenip teşvik edilmelidir.
Sonuç olarak;
Biz Öğrenci Üyeler diyoruz ki:
Bu ülkede yaşayan biz öğrenci gençlik, sorunlarımızın toplumun sorunlarından ayrılmayacağını bilerek, diplomamız sonrasında üye olacağımız Odamızın çalışmalarına, üniversite öğrenimimiz sırasında, aktif katkı koyacağız. Biliyoruz ki, bu örgütte söz, yetki ve karar hakkı sadece üyenindir. Bu örgüt gücünü sadece örgütlü üyesinden alır. Bu örgütün üzerinde herhangi bir güç ve otorite yoktur. Biz biliyor ve söylüyoruz ki; bu örgütün devamlılığı, daha üretken, daha katılımcı ve daha demokratik işleyişi ancak ve ancak bizim daha özverili çalışmalarımızla gerçekleşebilecektir.